Dur Ağlama Gözlerim
Yusuf Hayaloğluİnandığı gibi yaşadı. İnandığı gibi konuştu, inandığı gibi yazdı. Sanatını halkı için yaptı. Halk için, halk gibi yaşadı. Mütevaziydi, insan sevgisiyle doluydu. Bu sevgiden taşan ise şiirleriydi. Bu şiirler albümleri, TV ekranlarını, radyoları, dergileri şenlerdirdi. 2002 yılında "Gözleri İntihar Mavi" yle kitap dostları ile buluştu. Kitapevlerinin ve kütüphanelerin demirbaşı oldu. Sevenlerinin yeni bir kitap beklentisinin ve özleminin o da farkındaydı. Ancak yorgun bedeninde taşıdığı hastalığı buna imkan ve zaman tanımadı. Türküleri babasız bırakarak yazılacak şiirlerini ve sözlerini de beraberinde özlemini duyduğu yere taşıdı.
Tezgahtar Nebahat'ı, Nalan'ı, Rıza'yı, Yılmaz'ı İstasyondaki Çocuğu, Yağmur İçen Kızı, Bahtiyar'I, Suphi'yi, Nazlıcan'I, da yetim bırakarak 2009 yılının 4 Mart'ında yani tam bir yıl once aramızdan ayrıldı. "Bir Veda Havası'nda" yaşadığı hayatını "İşte Gidiyorum" diyerek "Terkedemediği" "Acılar Kraliçesi İstanbul"u da kendi başına bırakarak "Bir Anka Kuşu" gibi özlemini duyduğu o yerlere gitti.
Solcuydu, sağcıydı, Müslüman'dı, demokrattı, Kürt'tü, Türk'tü, muhalifti, şairdi, babaydı, oğuldu, kardeşti, yoldaştı, yorgundu, yiğitti, yılgındı, ürkekti, delikanlıydı, halktı. Herkesin özlemi, Hayaliydi.